Ölçüm sonucunu olumsuz etkileyecek tüm etkiler algılandıktan sonra, cihaz özel bir çalışma akışı ile çalışır ve en doğru, en kesin sonucu verir.
Doğru ve Kesin Sonuçlar
Kesin ve doğru sonucu sağlamak için
VivaChek 8 elektrotludur. Buna göre:
Şeker hastalığının kontrolü aşağıdakilere bağlıdır:
Şekerinin düzenli ölçülmesi;
günlük yaşamınızın sağlıklı şekilde takip edilmesini sağlar, hastalığınızın kontrol altına alınmasına yardımcı olur ve kan şekerinizi normal (diyabeti olmayan) kişilerin seviyesinde tutar.
Günlük hayatta ideal ve hedeflenen kan şeker seviyeniz için doktorunuza danışınız.
Zaman | Aralık (mg/dL) |
Aralık (mmol/L) |
---|---|---|
Yemek Öncesi | 70-130 | 3,8 - 7,2 |
Yemekden 1-2 saat sonra | < 180 | < 10 |
Diyabet nedir? Nasıl meydana gelir?
Diyabet (Şeker Hastalığı), insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu oluşan, ömür boyu süren bir hastalıktır.
İnsülin, pankreas adını verdiğimiz organımızdan salgılanan bir hormondur. Kandaki glukozun (şekerin) yükselmesine neden olur. İnsülin olmadan, vücudumuz alınan gıdaları istenilen şekilde kullanamaz. Eğer insülin hormonu tamamen eksikse, bu diyabete "Tip 1 diyabet (insüline bağımlı diyabet)" denir. Genellikle çocuk veya genç yaştaki hastalarda görülür.
Eğer insülin hormonu var, ama miktarı azsa veya dokularda insüline karşı direnç varsa, bu diyabete de "Tip 2 diyabet (insüline bağımlı olmayan diyabet)" denir. Genellikle 35 yaşından sonra görülür. Tip 1 diyabetli hastalar yaşam boyu insülin kullanmak zorundadırlar. Tip 2 diyabetli hastalar ise diyet, egzersiz ve ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edilebilir. Gerekirse, hastalığın ilerleyen dönemlerinde insülin kullanabilirler.
Neden diyabet oluşur?
Tip 1 diyabet, genetik olarak yatkın kişilerde, vücudu virüslere ve bakterilere karşı koruyan doğal savunma sisteminin, pankreasta insülin yapan hücreleri tahrip etmeye başlaması ile oluşur. Buna neyin sebep olduğu henüz kesin olarak bilinmemektedir. Bazı dış etkenler (fiziksel, kimyasal nedenler) de diyabete neden olabilir. Günlük yaşamda gerekli aktiviteleri sürdürebilmemizi için vücudumuz "Glukoz" adı verilen bir tür şekere ihtiyaç duyar. Glukoz, vücudumuza karbonhidratlı yiyeceklerle alınır ve sindirim sisteminde emilerek kana karışır. Kandaki glukozun enerji olarak kullanılabilmesi için hücre içine girmesi gerekir. Glukozu hücre içine ancak "Pankreas" adlı organımızdan salgılanan "insülin" sokar. Hücre içine giren glukoz, enerji elde etmek için kullanılır. Diyabeti olmayan kişilerin vücudu, yeterince insülin salgıladığı için kan şekerini olması gereken seviyede tutar.
Bunu nasıl yaptığını görelim:
Kan şekeri yemeklerden sonra yükselir. Kan şekerinin yükselmesi ile insülin salgılanır. İnsülin, anahtar görevi görerek hücrelerin kapılarını açar ve şekerin hücre içine girmesini sağlar. Böylece kan şekeri normal seviyelere (70-100 mg/dL) döner.
Diyabet olunca ne değişir?
İnsülin, anahtar görevi görerek hücre kapılarını açıyordu. Ancak şimdi diyabet olduğu için, hücrelerin kapılarını açan bu anahtarlardan yeterli miktarda yararlanılmayacak. Şeker, kas ve diğer hücrelerin içine enerji üretmek üzere giremeyince yorgun hissedilir. Diğer taraftan, şeker hücre içine giremediği için kanda şeker miktarı yükselmeye başlar.
İdrarda şeker
Glukozun kullanılamaması nedeniyle kanda şeker seviyesi çok yükseldiğinde (160-180 mg/dL'yi aştığı) idrarda şeker çıkmaya başlar. İdrarda şeker çıkmaya başlayınca, beraberinde çok fazla su götürür. Dolayısıyla çok fazla idrara çıkılır ve su kaybını yerine koymak için susama hissi artar, ağız kuruluğu yaşanır.
Diyabet hastaları ne yapmalı?
Kan şekerini kontrol altında tutmak için, daha önce vücutta otomatik olarak yapılanlar şimdi dışarıdan yapılması gerekmektedir. Amaç, kan şekerini olabildiğince normale yakın seviyede tutmak olduğuna göre, diyabet olmadan önceki insülin salınımını taklit etmeye yönelik en uygun tedavi yapılmalıdır.
Test Zamanı | Hedef Ölçüm Aralığı (mg/dL) | Hedef Ölçüm Aralığı (mmol/L) |
---|---|---|
Sabah açlık kan şekeri | 70-130 | 3,8 - 7,2 |
Kahvaltıdan 1-2 saat sonra | < 180 | < 10 |
Öğle yemeği öncesi | 70-130 | 3,8 - 7,2 |
Öğle yemeğinden 1-2 saat sonra | < 180 | < 10 |
Akşam yemeğinden önce | 70-130 | 3,8 - 7,2 |
Akşam yemeğinden 1-2 saat sonra | < 180 | < 10 |
Uyku saati | 110-150 | 6,1 - 8,3 |
Diyabetin bulguları nelerdir?
Diyabete bağlı klinik bulgular, vücuttaki karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasının bozulmasına bağlıdır. İnsülin eksikliği ve/veya insülin direnci nedeniyle hücrelere giremeyen glukoz, belli bir serum düzeyini (180 mg/dL) aştığında idrarla atılmaya başlar. Böbreklerden atılan glukoz, beraberinde sıvı atılımını da arttırır ve sonuçta ÇOK VE SIK İDRAR YAPMA (POLİÜRİ) olur. Vücut, poliüri ile olan sıvı kaybını karşılamak için ÇOK SU İÇİLİR ve bu da POLİDİPSİ olarak isimlendirilir.
Organizma, enerji kaynağı olarak glukozu kullanamayınca bir taraftan İŞTAH ARTAR, diğer taraftan yedek enerji depoları olan yağlar ve proteinler yıkılmaya başlar ve bunun sonucunda iştah artmasına rağmen KİLO KAYBI olur.
Kan şekeri düzeyinin düşük tutulması için neler yapmalıyız?
Tip 2 diyabeti olan pek çok insan, diyet değişiklikleri yaparak, kilo vererek ve/veya fiziksel aktiviteyi artırarak kan şekeri düzeylerini sürdürebilmektedir. Diğerleri ise, şekerin kanda birikmesini önlemek için ilaca ihtiyaç duyarlar.
Kan şekeri kontrolü neden önemlidir?
Diyabetin bazı komplikasyonlarından kaçınmak için kan şekeri düzeylerinin sürekli normal aralıkta tutulması önemlidir. Günden güne değişen kan şekeri iniş çıkışları, hastaların kendilerini iyi hissetmelerini engelleyebilir ve normal olarak günlük işlere konsantre olmasını ve işlev görmesini zorlaştırabilir. Doğru strateji kullanılırsa, tip 2 diyabeti olan hastaların bu durumla başa çıkmaları, gelecekte komplikasyon oluşumunun önüne geçmeleri ve diyabetten daha güçlü olmaları çok olasıdır.
İnsülin neden çok önemlidir?
Kanda şeker (glukoz) seviyesinin uzun süreli olarak yüksek olması (hiperglisemi), diyabet sorunlarına yol açar. Hiperglisemi, kalp ve kan damarlarını bozarak göz, sinir ve böbrek hasarlarına, kalp krizi ve inmeye neden olabilir. Bu sebeple, kan şekerinin olabildiğince normale yakın seviyelerde tutulması çok önemlidir. Tip 1 diyabetliler, gebe diyabetliler ve tip 2 diyabetli kişilerin bir kısmı insülin kullanmak zorundadır.
İnsülin nasıl etki gösterir?
İnsülin, kan şekeri (glukoz) düzeyini kontrol altında tutan hormondur. Diyabetliyseniz, bu kontrol bozulur ve şekeriniz sağlığınız için zararlı düzeylere yükselir. İnsülin, midemizin arka alt kısmında yer alan pankreas bezi tarafından üretilir.
Bu süreç şöyle işler:
> Karbonhidrat içeren besinler, ağızdan alındıktan sonra şekere parçalanarak kana geçer. Şeker, vücudumuzun başlıca enerji kaynağıdır; her gün beynimizden ayaklarımızdaki kaslara kadar güç sağlamak için vücudumuzdaki hücreler tarafından kullanılır.
> Vücudumuz, yemekten sonra kan şekerinde bir yükselme olduğunu algıladığında, pankreasa bir sinyal gönderir.
> Pankreas, kana insülin salgılar.
> İnsülin, bir anlamda anahtar işlevi görerek hücre duvarındaki kilidi açar ve böylece kandaki şeker, enerji sağlamak için kullanılmak üzere hücre içine alınır.
> Şeker, hücrelere girdikçe kan şekeri düzeyleri normale döner.
> Pankreasa, bir sonraki öğüne kadar insülin salgısını durdurması sinyali verilir. Daha sonra bütün bu süreç yeniden başlar.
Tip 1 diyabetli kişilerin pankreası yeterli miktarda insülin yapamaz. Tip 1 diyabetliler, yaşamlarını sürdürebilmek için insülini günde birkaç kez enjeksiyon şeklinde kullanmak zorundadır. Tip 2 diyabetlilerde ise, pankreas insülin yapabilir ama organları bundan yeterince yararlanamaz. Bu hastalar, insülin enjeksiyonu yapmadan da yaşamlarını sürdürebilirler; ancak bazı tip 2 diyabet hastalarında, kan şekeri düzeyini normale yakın tutmak için insülin enjeksiyonuna ihtiyaç doğabilir. İnsülin, hap şeklinde kullanılamaz. Kalem veya injektör aracılığıyla cilt altına enjeksiyon yapılır.
Ne kadar insüline ihtiyaç var?
Bu bakımdan herkes birbirinden farklıdır.
İhtiyaç olan insülin miktarının belirlenmesinde şu faktörler rol oynar:
İnsanlar her bakımdan birbirlerinden farklı oldukları için insülin ihtiyaçları da farklıdır. Yine diyabetli kişiler arasında insülinin ne zaman kullanılması gerektiği konusunda da farklar vardır.
İnsülin etkinliğini değiştiren sebepler nelerdir?
İnjeksiyon yeri, derinliği, insülinin emilme hızı, injeksiyon yerine masaj yapılması, sıcak uygulama ve egzersiz insülinin etkinliğini değiştirebilir. İnjeksiyon yeri: İnsülin, kol, bacak, karın veya kalça bölgesine yapılabilir. İnjeksiyon yerinin seçimi kadar, insülinin uygulandığı bölgedeki cilt ile arasında kalan (cilt altı) yağlı dokunun kalınlığı da önemlidir. Kas içine yapılan insülin daha çabuk etki gösterir ve etkisi daha kısa sürer. Emilme hızı: Kan akımının artmasını sağlayan durumlar (masaj, ısı uygulaması, ortamın sıcak olması, injeksiyon yapılan yere uygulanan egzersiz gibi) emilimi hızlandırır. Ayrıca, insülinin tipi, dozu, vücuttan atılması, etkili olduğu bölgede oluşan engelleyici faktörlerin de etkinliği belirlemede rolü vardır.
Silikon yağ kaplı iğne, pürüzsüz enjeksiyon
Üç taraflı konik iğne, nazikçe ve minimum delinme ile maksimum konforlu enjeksiyon, toksik olmayan pirojenik iğne ile garanti güvenlik sağlar.
Acı hissinin en aza indirgenmiş insülin kalem iğnesi, belli başlı markaların kalemlerinin tamamına uyumludur; boyutlar için de seçenek sunar.